Hicret Diyarlarında Uzun Bir Yolculuk / 2019 Ağustos

Aug 2, 2019 · 7m 4s
Hicret Diyarlarında Uzun Bir Yolculuk / 2019 Ağustos
Description

1979 kışında Afganistan’ın Tahar vilayetindeki Moğol Kışlak köyünde dünyaya geldim. Türk vatandaşıyım, ancak Özbek asıllıyım. Bugün Afganistan’ın kuzeyinde yaşayan yaklaşık 8 milyon Özbek’ten biriyim. Aslında ailemin ve dedelerimin yaşadığı ve...

show more
1979 kışında Afganistan’ın Tahar vilayetindeki Moğol Kışlak köyünde
dünyaya geldim. Türk vatandaşıyım,
ancak Özbek asıllıyım. Bugün Afganistan’ın kuzeyinde yaşayan yaklaşık 8 milyon
Özbek’ten biriyim. Aslında ailemin ve dedelerimin yaşadığı ve memleketimiz dediğimiz yer,
Özbekistan’ın meşhur Buhara şehridir. Bolşevik İhtilali ile başlayan komünizmin baskısıyla Gani-i Mutlak bizi 1920’li yıllardan itibaren
oralardan ayırmış ve bir asırdır hicret yollarında olmamızı murat buyurmuş.
Ailem Buhara’dan ayrılarak Tacikistan’ın Kulob şehrine yerleşmiş. 1935’e kadar oraları hicret diyarı olarak benimseyip kalmışlar. Ancak
Rusların baskısı yıllarca devam etmiş ve maalesef oradan da ayrılmak zorunda kalmışlar. Zorlu
şartlarda Amuderya (Ceyhun) nehrini geçerek
bugün yaşadıkları Afganistan’ın kuzey bölgesine yerleşmişler. Hatta rahmetli dedem birçok
akrabam, Amuderya’nın sularında kaybolmuş.
Ailem ve akrabalarım yaklaşık 40 yıl Afganistan’da kalmışlar. Dünyaya geldiğim dönemde, Sovyet birlikleri Afganistan’a müdahale
etmiş ve 10 yıl sürecek bir savaş başlamış. Annem, “Sen doğduğunda, köyümüzün üstünden
savaş uçakları geçiyordu” diyerek o günleri
bana anlatırdı.
Rahmetli babam savaş başlayınca mücahit
gruplara katılmak için birliklerin olduğu dağa
gidiyor. Orada silah dağıtımı yaparken kendisine verilmiyor ve varsa evdeki silahları getirmesini istiyorlar. Kendisi geri dönerken diğer bir
grup tarafından savaştan kaçıyor diye yakalanıyor ve sorgulanıp infaz edilmesine karar veriliyor. Üstündeki değerli her şeyi alıp infaz etmek
için duvarın kenarına götürdüklerinde içlerinden birisi onu tanıyor ve söylediklerinin doğru
olduğuna inandığını söylüyor. Rahmeti babam
bu badireden kurtuluyor ancak yaşadığı şokun
tesiriyle uzun süre kendine gelemiyor ve yaşadığımız yerlerden ayrılmaya karar veriyor. Sadece evli olan ablamı bırakıp annemi ve bizleri
alarak İran’daki bir arkadaşının yanına gitmek
üzere yeniden hicret yollarına düşüyor.
Babamın arkadaşı bize çok iyi davranmış
ve yaklaşık altı ay yanında kalmışız. Rahmetli
babam da arkadaşının bu cömertliğine karşılık
olarak evinin yanında kuyu kazmasına yardımcı
olmuş. Kuyuyu bitirmek için son kez kuyuya inmiş. Arkadaşı ile birlikte kuyudayken bir anda
kuyu suyla dolmaya başlamış. Maalesef babam
o kuyudan çıkamamış ve annem altı çocuğuyla
beraber dul kalmış. O zaman üç yaşındaydım.
Annem, babamın bizler için biriktirdiği bir
miktar parayı alarak dayılarımın sığındığı, Pakistan’ın Karaçi şehrine, altı çocuğuyla birlikte
yürüyerek gidiyor. Ancak oraya vardıktan sonra bazı akrabalar, annemin elindeki parayı alıyorlar. Annemin uzun yıllar parasını geri almak
için uğraştığını, bu kadar acının yanında bir de
kardeşlerinden gördüğü bu eziyetin onu daha
çok üzdüğünü hatırlıyorum.
show less
Information
Author Çağlayan Dergisi
Organization Çağlayan Dergisi
Website -
Tags

Looks like you don't have any active episode

Browse Spreaker Catalogue to discover great new content

Current

Podcast Cover

Looks like you don't have any episodes in your queue

Browse Spreaker Catalogue to discover great new content

Next Up

Episode Cover Episode Cover

It's so quiet here...

Time to discover new episodes!

Discover
Your Library
Search