IzafI Hakıkatlerden Hakikatler Hakikatine / 2019 Eylül
Sep 3, 2019 ·
6m 9s
![IzafI Hakıkatlerden Hakikatler Hakikatine / 2019 Eylül](https://d3wo5wojvuv7l.cloudfront.net/t_square_limited_480/images.spreaker.com/original/4a662cf576bb8f8b5c426737275072b6.jpg)
Download and listen anywhere
Download your favorite episodes and enjoy them, wherever you are! Sign up or log in now to access offline listening.
Description
Batı dünyası, hakikati elde etme istikametinde özellikle akla ve görme duyusuna müracaat etmiştir. Pozitivizm, idealizm, dogmatizm ve varoluşçuluk gibi farklı akımların, bu iki kaynaktan beslendiği söylenebilinir. Gözlem ve deney yoluyla...
show more
Batı dünyası, hakikati elde etme istikametinde özellikle akla ve görme duyusuna müracaat etmiştir. Pozitivizm, idealizm, dogmatizm ve varoluşçuluk gibi farklı akımların, bu iki kaynaktan beslendiği söylenebilinir. Gözlem ve deney yoluyla hakikatin ifşaya çalışılması, 17. ve 18. asırlarda Hume, Locke, Berkeley gibi düşünürlerle ele alınmıştır. Akılcı (rasyonalist) görüşte delillere başvurulur. Bu yolda (klasik mantıkta olduğu gibi) veriler ve önermeler önemli yer tutar.
Parça ve cüzden, bütüne ulaşılmaya çalışılır. Hakikat namına, gözlem, deney ve akıl yürütme yollarıyla kütüphaneler dolusu eserler yazılmasına rağmen tek bir hakikate dair ortak şeyler söylenememiştir. Bütün bunlar; mücerret aklın ve deney ve gözleme dayalı yöntemin, mutlak bir hakikate uluşma adına yeterli olmadığını göstermektedir.
O halde, bütün izafî hakikatlerin gidip kendisine dayandığı, sabit, değişmez, mutlak bir hakikat olmalı. Hakikate ulaşmada sınırlı aklımızı ve duyularımızı aşan, bütün zamanlara mahrutî bakan, beşerî olmayan bir kaynak vardır: vahiy, yani Kur’ân-ı Kerim. Bu ilahî kaynak, Heidegger gibi Batılı düşünürlerin hakikat kavramına yüklediği mânâlara da bir açıklık getirir. Heidegger’e göre hakikat, “örtük olanı açığa çıkarma” ya da “ifşa etme” anlamındadır.1 Suat Yıldırım, “Hak” isminin bir manasının, “Hakkı izhar eden” demek olduğunu belirtir.2 Allah (celle celâluhu), Hak isminin tecellisi ile gizli ve örtülü olan hakikati izhar buyurmuş olur.
show less
Parça ve cüzden, bütüne ulaşılmaya çalışılır. Hakikat namına, gözlem, deney ve akıl yürütme yollarıyla kütüphaneler dolusu eserler yazılmasına rağmen tek bir hakikate dair ortak şeyler söylenememiştir. Bütün bunlar; mücerret aklın ve deney ve gözleme dayalı yöntemin, mutlak bir hakikate uluşma adına yeterli olmadığını göstermektedir.
O halde, bütün izafî hakikatlerin gidip kendisine dayandığı, sabit, değişmez, mutlak bir hakikat olmalı. Hakikate ulaşmada sınırlı aklımızı ve duyularımızı aşan, bütün zamanlara mahrutî bakan, beşerî olmayan bir kaynak vardır: vahiy, yani Kur’ân-ı Kerim. Bu ilahî kaynak, Heidegger gibi Batılı düşünürlerin hakikat kavramına yüklediği mânâlara da bir açıklık getirir. Heidegger’e göre hakikat, “örtük olanı açığa çıkarma” ya da “ifşa etme” anlamındadır.1 Suat Yıldırım, “Hak” isminin bir manasının, “Hakkı izhar eden” demek olduğunu belirtir.2 Allah (celle celâluhu), Hak isminin tecellisi ile gizli ve örtülü olan hakikati izhar buyurmuş olur.
Information
Author | Çağlayan Dergisi |
Website | - |
Tags |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company