Kendileriyle Yüzleşmede Hale İle Hallenenler-5 (Üveys el-Karanî) / 2019 Mart
Download and listen anywhere
Download your favorite episodes and enjoy them, wherever you are! Sign up or log in now to access offline listening.
Description
İşte o içten gelen ciğersûz nağmelerden seleflerinin inilti fasıllarıyla birebir örtüşen, mazmun yörüngeli bir-iki resim; daha doğrusu deryaları peylemeye yetecek, melek soluklarına denk, “akrabü’l-mukarrabîn” âh u vâhı içtenliğini hatırlatan, cihânpaha...
show moreseleflerinin inilti fasıllarıyla birebir örtüşen,
mazmun yörüngeli bir-iki resim; daha doğrusu
deryaları peylemeye yetecek, melek soluklarına
denk, “akrabü’l-mukarrabîn” âh u vâhı
içtenliğini hatırlatan, cihânpaha birkaç damla:
“Ey yücelerden yüce Rabbim! ‘Tevekkül,
teslim’ diyor, yardımını dileniyorum. Beni
ne dünyada ne de ötelerde acz u fakr ve hiçliğimle
başbaşa bırakma!.. Ey ezel-ebed Sultanı
ve bugünlerin, yarınların, tüm zaman ve
mekânların Rabb-i Rahîmi! Mücrim bir benden
olarak şu yoksullar yoksulu halimle bârigâh-ı
rahmetinin kapısı önündeyim. -Ey aziz
ruh! Sen de yoksulsan, bilmem ki şu derbeder
bendelere ne demek düşer? Ben bir şey diyemeyeceğim
ama bir Hak dostu böylelerine
‘mezar-ı müteharrik bedbahtlar’ demeyi uygun
bulmuş; haklı olsa gerek.- Zayıfım, derbederim,
zelilim, esîrinim ve iflas etmiş bir çaresizim;
Sen ise kapına yönelenlerin taleplerini
vüs’at-i rahmetinle karşılayan sultanlar sultanısın!..
Gamım, kederim hadden efzun ama
düşe-kalka yürüyen tasalı gönüllerin arzu ve
isteklerini is’âf buyuran bir Cevâd u Kerim’in
kapısı önündeyim. İsyanlarım sınırsız!.. -Neye
isyan diyorsa?- Nezdindeki makbul ve mümtaz
kulların arasında bulunma ümidiyle başım
rahmetinin eşiğinde, bağışlanma recasıyla o
kapının tokmağına dokunuyorum. -Ey seleflerini
kalbî ve ruhî hayat derinliğiyle kendine
imrendiren sır ve hafâ sultanım! Muasırlarının
ve çevrenin seni numune-i imtisal görüp
takdirler yağdırmalarına karşılık, bu sızlanışların
idraklerimizi aşan ufkunun enginliğiyle
bir vurulup dövünme mi; yoksa bağı kopmuş
tesbih taneleri gibi sağa-sola saçılmış bencileyin
bendegânlara mihraplarına yönelme
tembihi mi?- Kusurlarımın affedileceği hicap
ve heyecanıyla bârigâh-ı gufranına yöneliyor;
bağışlanacağım ümidiyle yerlere yüz sürüyor
ve ‘Ey Rabb-i Rahim’im!..’ diyorum... Nefsine
zulmetmiş bir derbeder olarak gözlerim
vüs’at-i rahmetinin kapı aralığında, gönlüm
hususi teveccüh sağanağında, kabul edileceğim
heyecanlarıyla gözlerim kapının açılacağı
intizarında, Senden beklenenleri bekliyorum.
Gerçi cürümlerim bî-hadd ü pâyân ama ehliyetimi
bir kenara atıyor, ehliyet-i Rahmâniyene
sığınıyor ve başım önümde özel iltifatlarını
intizar ediyorum.”
“Yüce Rabbim, lâyüad ve layuhsâ hatalarımla,
yönelecek başka kapı bilmeme iz’ânıyla,
hemen her zaman Senin o herkese açık bulunan
rahmet kapının önünde ebedlere kadar
durma kararındayım. Rabbim! Şu bı�-hadd ü
pâyân hatalarımla bir kere daha Sana yöneliyorum;
Sana yöneliyorum zira yönelinecek bir
başka kapı bilmiyorum. Ey yüce Rabbim! Sen
ululardan ulusun ve bir keremkânisin; bense
zavallılardan zavallı bir bende. Sen etmezsen
bu pür-melâl kuluna merhamet, kim elinden
tutar onun? Sultanlar sultanı melce’im! Sen
her şeyin ve herkesin mâlik-i hakikı�sisin, kapı
kulun ise sıradan bir bende; Sen lütuf buyurup
kerem destine almazsan, ona kim inayet
edebilir? Melce’im ve mesnedim! Sen yegâne
aziz, bu fakir ise zillete maruz bir derbeder;
Sen elinden tutmazsan, kim kurtarabilir onu
bu mezelletten?
Information
Author | Çağlayan Dergisi |
Organization | Çağlayan Dergisi |
Website | - |
Tags |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company
Comments