Ankara Rüzgârı’nda son gelişmeleri değerlendiren Zülfikar Doğan, ekonomide giderek artan sıkıntıları iktidarı bayram tatilinde bile yeni kararlar almaya, vergiler koymaya mecbur ettiğini söyledi.
Altın ve döviz alım satımlarında binde 2 olan kambiyo vergisini resmi gazetede bayram sabahı yayınlanan, Cumhurbaşkanı kararı ile yüzde 1’e yükseltildiğini ve beş kat artırıldığını vurgulayan Doğan, son birkaç haftadan bu yana da 5 bin dolayında mal ve ürünün gümrük vergilerinin yüzde 30 oranında artırılarak dış ticarette kısıtlamalara gidildiğini kaydetti.
Peş peşe gelen bu adımların bir yandan kambiyo rejiminde ve dövizde 30 yıldır uygulanan serbestinin sınırlandırılması diğer yanda ticaret serbestisi ve dışa açık ekonomi ile büyüme modelinden kapalı kontrollü ekonomiye geçiş tartışmalarını başlattığı görülüyor. İktidar sermaye kontrolünün söz konusu olmadığını savunurken ithalattaki vergi artışlarının da yerli sanayiyi koruma amaçlı olduğu iddiasında. Ancak Makine Sanayicileri İşadamları Derneği (MAKSİAD)Başkanı Mehmet Sarı makine ithalatında vergi artışı yerine makine imalatında kullanılan malzemelerin parçaların gümrük vergilerinin yükseltilmesinin çok yanlış olduğunu bu kararların maliyet ve fiyat artışlarıyla ihracata büyük darbe vuracağını rekabet avantajını yok edeceğini belirterek “alınan kararlarda adres şaştı” diyor.
Dolayısıyla ithalatla ilgili Cumhurbaşkanlığı kararları tekrar değiştirilirse sürpriz olmaz.
Dövizde, ticaretteki kısıtlama, yasak ve vergilerin benzeri siyasette de iktidarın gündeminde. Siyasi partiler ve seçim yasaları değiştirilerek yeni partilerin mecliste grup kurması, olası bir seçime girmesi engellenmeye, yasaklanmaya çalışılıyor.
Buna benzer yasakları daha önce 12 Eylül 1980’de askeri darbe yönetimi de getirmişti. Hâlâ seçim yasasındaki yüzde 10 seçim barajı da askerlerin yaptığı bir düzenleme. Şimdi iktidar darbe düzenlemelerini değiştirmek yerine bu düzenlemeleri daha da ileriye taşıyacak seçim ve parti yasakları peşinde. Ancak 2001’de AKP kurulduğunda kapatılan Fazilet Partisi’nin yerine kurulan Saadet Partisi’nin yanı sıra ANAP, DYP, MHP’den 51 milletvekili transfer ederek meclise girmeyi başarmıştı. Yani AKP’nin siyasi geçmişi ve mecliste temsilinde transferlerin yeri büyük… Sonrasında da Süleyman Soylu’dan Numan Kurtulmuş’a, Tuğrul Türkeş’ten Erkan Mumcu’ya, Ufuk Uras’a kadar farklı partilerden pek çok siyasiyi bakanlık, vekillik vererek transfer etti.
O yüzden de şimdi vekil transferini yasaklama ve bunu seçmen iradesine, demokrasiye, siyasi ahlaka aykırı diye haklı gösterme çabaları hiç de samimi değil. Tamamıyla hızlanan oy kaybı, eriyen seçmen tabanı ve olası bir seçimi kaybetme endişesine dönük düzenleme girişimleri. Tabii böyle bir adımda yasak yasalaşmadan Davutoğlu ve Babacan partilerine AKP ve MHP’den geçişler başlarsa iktidarın meclis çoğunluğunu yitirme ve seçime gitmeye mecbur kalma, kendi oyununa gelme ihtimalini de göz ardı etmemek gerek.