Finding Confidence in Colors: A School Trip's Artful Journey
Download and listen anywhere
Download your favorite episodes and enjoy them, wherever you are! Sign up or log in now to access offline listening.
Finding Confidence in Colors: A School Trip's Artful Journey
This is an automatically generated transcript. Please note that complete accuracy is not guaranteed.
Chapters
Description
Fluent Fiction - Turkish: Finding Confidence in Colors: A School Trip's Artful Journey Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/finding-confidence-in-colors-a-school-trips-artful-journey/ Story Transcript: Tr: Serin bir sonbahar sabahıydı....
show moreFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/finding-confidence-in-colors-a-school-trips-artful-journey
Story Transcript:
Tr: Serin bir sonbahar sabahıydı.
En: It was a cool autumn morning.
Tr: Emine, Can ve Serra, okullarının düzenlediği bir geziyle sanat müzesine gelmişlerdi.
En: Emine, Can, and Serra had come to the art museum with a trip organized by their school.
Tr: Müze, büyük beyaz sütunları ve yüksek tavanlarıyla eski bir binaydı.
En: The museum was an old building with large white columns and high ceilings.
Tr: Pencereler açıktı ve içeriye sonbaharın serin havası giriyordu.
En: The windows were open, and the cool autumn air was coming inside.
Tr: Koridorlarda yürürken, dışarıdaki yaprakların hışırtısını duyabiliyorlardı.
En: As they walked through the corridors, they could hear the rustling of the leaves outside.
Tr: Emine, sanat müzesini görmek için çok heyecanlıydı.
En: Emine was very excited to see the art museum.
Tr: Aslında sanatı çok seviyordu ama kendini sınıfındaki diğer arkadaşları kadar yetenekli ve bilgili hissetmiyordu.
En: She actually loved art, but she didn't feel as talented and knowledgeable as her other classmates.
Tr: Serra ise sessiz ve düşünceliydi, her resmin önünde uzun süre durup detayları inceliyordu.
En: Serra, on the other hand, was quiet and reflective, spending a long time examining the details of each painting.
Tr: Can ise şakalar yaparak Serra'yı gülümsetmeye çalışıyordu.
En: Can was trying to make Serra smile by making jokes.
Tr: Tüm sınıf, birlikte bir tabloya geldi.
En: The entire class came to a painting together.
Tr: Rehber durdu ve tabloyu anlatmaya başladı.
En: The guide stopped and started to describe the painting.
Tr: Tablonun renkleri canlıydı ve figürler hareketliydi.
En: The painting's colors were vivid, and the figures were dynamic.
Tr: Rehber, "Bu tablo hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sordu.
En: The guide asked, "What do you think about this painting?"
Tr: Emine'nin kalbi hızlıca çarpmaya başladı.
En: Emine's heart started beating fast.
Tr: Burası onun için bir fırsattı ama ya yanılırsa?
En: This was an opportunity for her, but what if she was wrong?
Tr: Diğerleri ne düşünürdü?
En: What would the others think?
Tr: Ama bu kez cesur olmaya karar verdi.
En: But this time, she decided to be brave.
Tr: Derin bir nefes aldı ve adımını öne attı.
En: She took a deep breath and stepped forward.
Tr: "Ben bu tablodaki renklerin ve hareketlerin, hayatın değişkenliğini ve enerjisini simgelediğini düşünüyorum," dedi Emine sesi titreyerek.
En: "I think the colors and movements in this painting symbolize the variability and energy of life," said Emine, her voice trembling.
Tr: İçinde bir korku vardı ama yine de devam etti, "Her bir detay sanki ayrı bir hikaye anlatıyor."
En: She had some fear inside her but continued nonetheless, "Each detail seems to tell a separate story."
Tr: Sınıftan bir sessizlik yükseldi ama bu sessizlik, şaşkınlık ve merak doluydu.
En: A silence rose from the class, but it was filled with amazement and curiosity.
Tr: Rehber, Emine'ye döndü ve ona gülümsedi.
En: The guide turned to Emine and smiled at her.
Tr: "Çok güzel bir bakış açısı," dedi.
En: "A very beautiful perspective," said the guide.
Tr: "Sanat her birimiz için farklı anlamlar taşıyabilir ve seninki de çok değerli."
En: "Art can carry different meanings for each of us, and yours is very valuable too."
Tr: O an, Emine kendine olan güvenini hissetmeye başladı.
En: At that moment, Emine started to feel her self-confidence.
Tr: Kendisi olmak yeterliydi ve hisleri değerliydi.
En: Being herself was enough, and her feelings were valuable.
Tr: Gezi bittiğinde, Emine’nin yüzünde bir gülümseme vardı.
En: When the trip ended, Emine had a smile on her face.
Tr: Artık sanat eserlerine olan sevgisini ve görüşlerini paylaşmaktan korkmuyordu.
En: She was no longer afraid to share her love and views on art.
Tr: Kendini daha güçlü ve sanata daha yakın hissediyordu.
En: She felt stronger and closer to art.
Tr: Emine, kendi sesinin ve görüşlerinin gerçekten önemli olduğunu anlamıştı.
En: Emine understood that her own voice and views were truly important.
Tr: Bu güzel sonbahar günü, Emine için bir başlangıç noktası olmuştu.
En: This beautiful autumn day had become a starting point for Emine.
Tr: Sanatı anlamak ve keşfetmek için yeni bir cesaretle doluydu, ve bu duyguyu sevgiyle kalbinde saklayacaktı.
En: She was filled with new courage to understand and explore art, and she would cherish this feeling with love in her heart.
Vocabulary Words:
- reflective: düşünceli
- examine: incelemek
- corridors: koridorlar
- rustling: hışırtı
- vivid: canlı
- dynamic: hareketli
- trembling: titreyerek
- perspective: bakış açısı
- opportunity: fırsat
- silence: sessizlik
- amazed: şaşkın
- curiosity: merak
- symbolize: simgelemek
- separate: ayrı
- valuable: değerli
- self-confidence: özgüven
- courage: cesaret
- cherish: saklamak
- explore: keşfetmek
- organized: düzenlenmiş
- ceilings: tavanlar
- talented: yetenekli
- knowledgeable: bilgili
- describe: anlatmak
- decided: karar verdi
- brave: cesur
- beating: çarpmak
- fear: korku
- view: görüş
- heart: kalp
Information
Author | FluentFiction.org |
Organization | Kameron Kilchrist |
Website | www.fluentfiction.org |
Tags |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company