Transcribed

From Childhood Memories to Legacy: A Summer in Cappadocia

Aug 26, 2024 · 16m 26s
From Childhood Memories to Legacy: A Summer in Cappadocia
Chapters

01 · Main Story

1m 45s

02 · Vocabulary Words

12m 50s

Description

Fluent Fiction - Turkish: From Childhood Memories to Legacy: A Summer in Cappadocia Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/from-childhood-memories-to-legacy-a-summer-in-cappadocia/ Story Transcript: Tr: Cappadocia'nın masalsı güzellikleri arasında,...

show more
Fluent Fiction - Turkish: From Childhood Memories to Legacy: A Summer in Cappadocia
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/from-childhood-memories-to-legacy-a-summer-in-cappadocia

Story Transcript:

Tr: Cappadocia'nın masalsı güzellikleri arasında, gökyüzü rengarenk balonlarla doluyken, eski taş evin önünde iki kardeş duruyordu.
En: Amidst the enchanting beauty of Cappadocia, with the sky filled with colorful balloons, two siblings stood in front of the old stone house.

Tr: Emir ve Leyla.
En: Emir and Leyla.

Tr: Yılların ardından, dair kırık dökük kapı açılmış, içeriye sıcak bir yaz rüzgarı dolmuştu.
En: After many years, the old, broken door had been opened, and a warm summer breeze flowed inside.

Tr: Bu ev, onların hayal ve anılarla dolu çocukluk yuvasıydı.
En: This house was their childhood home, filled with dreams and memories.

Tr: Büyük annelerinin evi.
En: Their grandmother's house.

Tr: Emir sessizdi.
En: Emir was silent.

Tr: Eski taşların soğuk yüzeyine dokundu.
En: He touched the cold surface of the old stones.

Tr: Leyla ise heyecanla çevresine bakıyordu.
En: Leyla, on the other hand, was looking around excitedly.

Tr: "Burası hâlâ ne kadar güzel, değil mi?" dedi gözleri parlayarak.
En: "Isn't it still so beautiful here?" she said with her eyes sparkling.

Tr: Emir başını salladı.
En: Emir nodded.

Tr: "Evet, ama onu satmamız lazım." dedi kararlı bir sesle.
En: "Yes, but we need to sell it," he said with a determined voice.

Tr: Leyla’nın yüzündeki ifade değişti.
En: The expression on Leyla’s face changed.

Tr: “Neden satıyoruz ki?
En: “Why would we sell it?

Tr: Büyükannemizin anıları burada yaşıyor!
En: Our grandmother’s memories live here!

Tr: Burası satılamaz.”
En: This place can't be sold.”

Tr: Tartışma kapının önünde başladı.
En: The argument began at the doorstep.

Tr: Emir’in aklından, bu evin getireceği parayı kullanmanın yolları geçiyordu.
En: Thoughts of how to use the money from the sale of this house ran through Emir’s mind.

Tr: Leyla ise geçmişe sarılmak istiyordu.
En: Meanwhile, Leyla wanted to cling to the past.

Tr: İkisi de haklıydı.
En: Both were right.

Tr: Hem mantık hem de duygusal bağlar işin içindeydi.
En: Logic and emotional ties were intertwined.

Tr: Evde geçirecekleri yaz boyu birlikte karar vereceklerdi.
En: They would decide together over the summer they would spend in the house.

Tr: Leyla "O zaman bu yazı burada geçirelim," dedi.
En: Leyla said, "Then let's spend this summer here.

Tr: "Belki o zaman ne yapacağımızı daha iyi anlarız."
En: Maybe we'll understand better what we should do."

Tr: Günler geçti, evin içinde adım adım dolaştılar.
En: Days passed, and they wandered through the house step by step.

Tr: Bir sabah, Billur Hanım'ın eski takvim kutusunu buldular.
En: One morning, they found their grandmother Billur’s old calendar box.

Tr: Emir tozları silerken, kutudan düştü bir zarf.
En: As Emir wiped off the dust, an envelope fell out.

Tr: Leyla heyecanla açtı zarfı ve büyükannesi tarafından yazılmış birkaç mektup buldular.
En: Leyla eagerly opened the envelope and discovered a few letters written by their grandmother.

Tr: Mektuplar, aile hikayeleri ve büyükannelerinin istekleriyle doluydu.
En: The letters were filled with family stories and their grandmother's wishes.

Tr: "Biliyor musun, belki de bu evi bir aile buluşma noktası yapabiliriz," dedi Leyla düşünceli bir sesle.
En: "You know, maybe we could turn this house into a family gathering point," Leyla said thoughtfully.

Tr: "Hem senin için gelir getirebilir, hem de onun anılarını yaşatabilir."
En: "It could provide income for you while keeping her memories alive."

Tr: Emir düşündü, belki de bu çözüm her ikisinin de duygularına hitap edebilirdi.
En: Emir pondered; perhaps this solution could appeal to both of their feelings.

Tr: Ve böylece, taş ev birden fazla amaca hizmet etmeye başladı.
En: And thus, the stone house began to serve multiple purposes.

Tr: Ailelerin bir araya geleceği, hikayelerin paylaşıldığı, aynı zamanda Emir için de finansal destek sağlayacak bir yer haline geldi.
En: It became a place where families would come together, stories would be shared, and simultaneously provide financial support for Emir.

Tr: Yaz sonunda, güneşin ilk ışıkları emir ile Leyla’nın dostça birbirlerine gülümsemesiyle karşılandı.
En: By the end of summer, the first lights of the sun were met with friendly smiles exchanged between Emir and Leyla.

Tr: Emir artık duygusal bağların ne kadar önemli olduğunu biliyordu.
En: Emir now understood the importance of emotional ties.

Tr: Leyla ise pratik çözümler bulmanın huzurunu keşfetmişti.
En: Leyla discovered the peace of finding practical solutions.

Tr: Taş ev, Cappadocia'nın kalbinde hem sevgi dolu anıları, hem de geleceğe yönelik umutları saklayan bir yuva oldu.
En: The stone house, in the heart of Cappadocia, became a haven preserving both cherished memories and hopes for the future.

Tr: Böylelikle, hem Emir hem de Leyla kalplerinde huzur bularak evden ayrıldılar. Hem bir kardeşler, hem de büyükannelerinin vasiyetini yerine getiren torunlar olarak.
En: Thus, both Emir and Leyla left the house with peace in their hearts—both as siblings and as grandchildren fulfilling their grandmother's legacy.


Vocabulary Words:
  • enchanting: masalsı
  • breeze: rüzgar
  • memories: anılar
  • determined: kararlı
  • expression: ifade
  • sell: satmak
  • intertwined: iç içe
  • pondered: düşündü
  • purpose: amaç
  • haven: yuva
  • legacy: vasiyet
  • cherished: sevgi dolu
  • siblings: kardeşler
  • gathering: buluşma
  • income: gelir
  • calendar: takvim
  • envelope: zarf
  • wishes: istekler
  • heart: kalp
  • financial: finansal
  • peace: huzur
  • solution: çözüm
  • emotional: duygusal
  • support: destek
  • surface: yüzey
  • sparkling: parlamak
  • argument: tartışma
  • ties: bağlar
  • practical: pratik
  • fulfilled: yerine getirmek
show less
Information
Author FluentFiction.org
Organization Kameron Kilchrist
Website www.fluentfiction.org
Tags

Looks like you don't have any active episode

Browse Spreaker Catalogue to discover great new content

Current

Podcast Cover

Looks like you don't have any episodes in your queue

Browse Spreaker Catalogue to discover great new content

Next Up

Episode Cover Episode Cover

It's so quiet here...

Time to discover new episodes!

Discover
Your Library
Search