Unveiling Cappadocia: Secrets of Ancient Underground Cities
Download and listen anywhere
Download your favorite episodes and enjoy them, wherever you are! Sign up or log in now to access offline listening.
Unveiling Cappadocia: Secrets of Ancient Underground Cities
This is an automatically generated transcript. Please note that complete accuracy is not guaranteed.
Chapters
Description
Fluent Fiction - Turkish: Unveiling Cappadocia: Secrets of Ancient Underground Cities Find the full episode transcript, vocabulary words, and more: https://www.fluentfiction.org/unveiling-cappadocia-secrets-of-ancient-underground-cities/ Story Transcript: Tr: Kapadokya sabahında güneş, dağların arkasından yavaşça...
show moreFind the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.org/unveiling-cappadocia-secrets-of-ancient-underground-cities
Story Transcript:
Tr: Kapadokya sabahında güneş, dağların arkasından yavaşça yükselirken, Emre ve Zeynep heyecanla uyanıyordu.
En: In the morning of Cappadocia, as the sun slowly rose behind the mountains, Emre and Zeynep were waking up with excitement.
Tr: Bugün, yıllardır merak ettikleri Kapadokya yer altı şehirlerini keşfedeceklerdi.
En: Today, they were going to explore the underground cities of Cappadocia, which they had been curious about for years.
Tr: Bu antik şehirleri keşfetmek için yeni bir yöntemleri vardı: dronlar.
En: They had a new method to discover these ancient cities: drones.
Tr: Emre, drone çantasını açtı. Zeynep ise haritayı incelemeye başladı.
En: Emre opened the drone bag while Zeynep started examining the map.
Tr: "İlk olarak Derinkuyu’ya gidelim," dedi Zeynep.
En: "Let's go to Derinkuyu first," said Zeynep.
Tr: Derinkuyu, bölgedeki en büyük ve en eski yer altı şehirlerinden biriydi.
En: Derinkuyu was one of the largest and oldest underground cities in the region.
Tr: Yolculuk uzundu ama güzeldi; peribacaları ve vadilerle dolu muhteşem manzaralar eşlik ediyordu onlara.
En: The journey was long but beautiful; they were accompanied by stunning landscapes filled with fairy chimneys and valleys.
Tr: Derinkuyu’ya vardıklarında, drone’u hazırlamaya başladılar.
En: When they arrived at Derinkuyu, they began to prepare the drone.
Tr: Emre’nin elleri titriyordu; yıllardır hayalini kurduğu bu an nihayet gelmişti.
En: Emre's hands were trembling; the moment he had dreamed of for years was finally here.
Tr: Zeynep, "Hazır mısın?" diye sordu.
En: Zeynep asked, "Are you ready?"
Tr: Emre gülümsedi ve drone’un kumandasını eline aldı.
En: Emre smiled and took the drone controller in his hand.
Tr: Drone yavaşça havalandı ve yer altı şehrinin girişine doğru ilerledi.
En: The drone slowly took off and moved towards the entrance of the underground city.
Tr: Ekranda eski tüneller ve odalar belirmeye başladı.
En: On the screen, ancient tunnels and rooms began to appear.
Tr: İkili büyülenmiş gibiydi.
En: The pair was mesmerized.
Tr: Dronun kamerası sayesinde daha önce hiç görülmemiş detaylar ortaya çıkıyordu.
En: Thanks to the drone's camera, details that had never been seen before were coming to light.
Tr: Zeynep, "Bak, şu eski duvar resimlerine! Ne kadar güzel!" diye haykırdı.
En: Zeynep exclaimed, "Look at those old wall paintings! How beautiful!"
Tr: Emre, "Bu drone olağanüstü iş çıkarıyor. Biraz daha derine inelim," dedi.
En: Emre said, "This drone is doing an extraordinary job. Let's go deeper."
Tr: Drone, yer altı şehrinin daha derinlerine ilerledikçe, odaların büyüklüğü ve karmaşıklığı artıyordu.
En: As the drone progressed further into the underground city, the size and complexity of the rooms increased.
Tr: Bir odaya girdiler; burada eski mutfak malzemeleri, kilerler ve su depoları vardı.
En: They entered a room; here, there were ancient kitchen utensils, pantries, and water reservoirs.
Tr: Zeynep, "Bu insanlar nasıl yaşıyordu burada? Ne kadar ilginç!" diye düşündü.
En: Zeynep thought, "How did these people live here? How interesting!"
Tr: Aniden, dronun kamerası bir tünel ağzını gösterdi.
En: Suddenly, the drone's camera showed the entrance to a tunnel.
Tr: Emre, "Bu tüneli daha önce haritada görmemiştik. Oraya girelim," dedi.
En: Emre said, "We didn't see this tunnel on the map before. Let's go in."
Tr: Tünel, diğerlerinden daha dardı ve kıvrımlıydı.
En: The tunnel was narrower and more winding than the others.
Tr: İlerledikçe, duvarlarda eski yazıtlar görünmeye başladı.
En: As they advanced, ancient inscriptions began to appear on the walls.
Tr: Zeynep, "Bu yazılar ne anlama geliyor acaba?" diye sordu.
En: Zeynep asked, "What do these writings mean, I wonder?"
Tr: Ancak, tünelin sonuna geldiklerinde, önlerinde büyük bir kapı belirdi.
En: However, when they reached the end of the tunnel, a large door appeared before them.
Tr: Kapı, incelemeye değer bir sanat eseriydi.
En: The door was a work of art worth examining.
Tr: Zeynep, "Bu kapıya hiç kimse ulaşmamış olmalı!" diyerek heyecanlandı.
En: Zeynep excitedly said, "No one must have reached this door before!"
Tr: Emre, "Kapıyı drone ile açmayı deneyelim," dedi.
En: Emre said, "Let's try to open the door with the drone."
Tr: Drone, manuel kumandalar sayesinde kapının civarında dolaştı ve gizli bir mekanizmayı buldu.
En: The drone, thanks to its manual controls, moved around the door and found a hidden mechanism.
Tr: Kapı yavaşça açıldı ve büyük gizem ortaya çıktı.
En: The door slowly opened, revealing a great mystery.
Tr: İçeride, eski bir tören odası vardı.
En: Inside, there was an ancient ceremonial room.
Tr: Burası, Kapadokya’nın en önemli buluşlarından biri olabilirdi.
En: This could be one of the most important discoveries in Cappadocia.
Tr: Duvarlarda, törensel ritüelleri anlatan resimler vardı.
En: On the walls, there were paintings depicting ceremonial rituals.
Tr: Bir köşede, tarihi eserler ve değerli eşyalar duruyordu.
En: In one corner, there were historical artifacts and valuable items.
Tr: İkili, bu keşif karşısında adeta nefesini tuttu.
En: The duo held their breath in awe of this discovery.
Tr: Geri döndüklerinde, bu büyük keşfi yetkililere bildirip, dron kayıtlarını ve bulguları onlara sundular.
En: When they returned, they reported this significant discovery to the authorities, presenting them with the drone recordings and findings.
Tr: Emre, "Kapadokya’da hala keşfedilecek çok şey var" diye düşündü.
En: Emre thought, "There is still so much to discover in Cappadocia."
Tr: Zeynep ise "Bu sadece bir başlangıç" diyerek gülümsedi.
En: Zeynep smiled and said, "This is just the beginning."
Tr: Kapadokya’nın antik yer altı şehirleri, modern teknoloji ile yeniden gün yüzüne çıkıyordu ve bu keşif, yeni maceralara kapı aralıyordu.
En: The ancient underground cities of Cappadocia were being unearthed once again thanks to modern technology, and this discovery opened the door to new adventures.
Tr: Emre ve Zeynep, hayatlarının en heyecanlı günlerinden birini yaşamıştı ve bu anı hiç unutmayacaklardı.
En: Emre and Zeynep had experienced one of the most exciting days of their lives and would never forget this moment.
Vocabulary Words:
- underground: yer altı
- curious: meraklı
- method: yöntem
- drone: drone
- examine: incelemek
- trembling: titremek
- controller: kumanda
- mesmerized: büyülenmiş
- camera: kamera
- extraordinary: olağanüstü
- complexity: karmaşıklık
- pantries: kilerler
- reservoirs: depolar
- inscriptions: yazıtlar
- mechanism: mekanizma
- ceremonial: tören
- artifacts: eserler
- accompanied: eşlik etmek
- landscapes: manzaralar
- entrance: giriş
- ancient: eski
- uttered: söylemek
- rituals: ritüeller
- discoveries: keşifler
- authorities: yetkililer
- significant: önemli
- historical: tarihi
- stunning: muhteşem
- waking up: uyanmak
- duo: ikili
Information
Author | FluentFiction.org |
Organization | Kameron Kilchrist |
Website | www.fluentfiction.org |
Tags |
Copyright 2024 - Spreaker Inc. an iHeartMedia Company